DİĞER
“Siyah Divan, toplu şiirler olarak bünyesindeki beş kitap ve şiirlere verdiği belirli bir şairanelik içeren düzenle, klasik 'Divan' kavramına Turgut Uyar’ınkinden bir nebze daha yakın duruyor. Yapaylık tehlikesine meydan okuyan bir sentetik yanı var bu şiirin.”
“Ahmet Büke denizi bir mücadele alanı olarak ele alan yazarların izinden gidiyor. Bu mücadelenin kendine özgü ahlakını ve bu ahlakın bozuluşunu anlatmayı yeğliyor. Denizin insan zihnindeki bilinmezlere, vaatlere ve özgürlük fikrine karşılık gelen imgesi ise çok sonra ortaya çıkıyor.”
"Bazı şairler ya da şiir kitapları bir coğrafi terimle özdeşleşmeye temayül gösterebilirler, biz de bu temayülün izinden gidersek Kaygalak’ın müstakil bir Dağ ya da kendi sınırlarını çizme istidadında bir Kale’ye yakıştığını söylemek abes olmaz."
"Gazeteci-yazar Ümit Bayazoğlu’nun yeni kitabı Arap Kızı Camdan Bakıyor –Türkiye’nin 'siyah'ları, Osmanlı’daki köle ticaretine, köleliğin Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde toplumsal hayattaki yerine Türkiye’ye yerleşmiş Afrika kökenli insanların hikâyeleri eşliğinde eğiliyor, masal gibi tekrarlayageldiğimiz tarihî ezberleri bozuyor."
"Aralarında neredeyse otuz yıllık bir zaman dilimi olan bu iki öykü, neo-liberalizmle birlikte değişen politik, sosyal ve ekonomik koşullar neticesinde özne deyince ne anladığımızı ve özne anlayışımızın nasıl bir değişime uğradığını gözler önüne seriyor."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"Dünya edebiyatı üzerine düşünürken 'edebi değer', 'edebi zevk' ve genel anlamda 'değer yargısının' değişken olduğunun ve objektif bir yönü olmadığının da farkında olmak gerekir. Bu yönüyle edebiyat eleştirisinin de kendi oluşturduğu bir ideolojisi olabiliyor. Örneğin Thomas Mann en azından Amerika’da, 1950 ve 1960’larda Kafka’dan daha seçkin bir yazar olarak değer görürken, şimdi hem popüler kültürde hem de akademide daha az görünen ve incelenen bir yazar."
"Bu kadar mekanik işleyen bir sistemde sağlık sistemi hasta olduğunuzda size ücretsiz bakıyor, sizi yaşatmak için elinden geleni yapıyor belki ama iyileştiğinizde sizi gönderecekleri yer ne doktorların umurunda ne de hemşirelerin. Size ölmekten, aç kalmaktan başka seçeneğin sunulmadığı yere gitmek üzere bu kadar özenle bakmak neden?"
"Artık hatırlamıyoruz. Erişilebilir pratikler hayreti öldürüyor. Şiirler, kıssalar, kitaplar bir doymuşlukla özümsenmek yerine sadece kullanılmak için varlar. Dijitalleşmenin getirdiği enformasyon aşırı yüklenmesi, insanlık durumunu yeni bir hâle büründürdü."
“Deborah Levy’nin sadece kurmacalarında değil özyaşamsal metinlerinde de merkezi dertlerinden biri insanların iç dünyalarında olan bitenin nedenlerini aramak, sormak. Levy’nin ‘işleyen’ özyaşamsal anlatıları, odaklarına aldıkları meselelerin yanında, yakın zamanda yazdığı ya da yazmakta olduğu kurmacalar ve genel olarak edebiyat anlayışı hakkında ipuçları barındırdıkları için de önemli metinler.”
Ahmet Cemil aslında romanın başında değil, sonunda doğar. Doğumu İstanbul’dan ayrılırken tüm çıplaklığıyla gördüğü hakikatin etkisiyle ortaya çıkar
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık